DİĞER
“Has edebiyat en kapsamlı özetin bile anlatmaya yetmeyeceği, yerini başka hiçbir metnin tutamayacağı yaratımların diyarıdır. Kavramlarımız ise, mutlaklaştırmaksızın ve fazla bel bağlamaksızın, düşünceye yol yordam sağlayabilecek birer gereç. Diyeceğim, makro ya da mikro düzlem yapıtı olmak genel bir değer ölçütü değil, yapıtla ilişki kurmada yol açıcı olabilecek gereçlerden biri, nihayet bir bakış açısıdır.”
“Kuyudaki Taş, asıl niyetini belli etmeden izleyenleri deliliğin içine bırakıveriyor. Sinema ve kültür tarihine, deliliğin/akıllılığın sınırlarına, bunları ayrıştırma çabasına bıyık altından gülen bir belgesel katılmış oldu böylece.”
"1960’lardan itibaren bu topraklarda, hikâyenin ya da filmin sonunda anne ve babasını kurtaran büyümüş de küçülmüş çocuklar, eziyet edilen beslemeler, bir yetişkinin tevekkülüyle konuşan boynu bükükler ve toplumdan şefkat talep eden bahtsız delikanlılar acıların çocuğu kategorisi içine girerek aslında bize bir şeyler söylüyorlardı. Emrah’ın reklamıyla en sonunda bir şeyi anlamış oluyorduk. Kendimize anlattığımız hikâyede doğru olmayan bir şeyler vardı."
Anestis Azas ve Prodromos Tsinikoris: Parlamentoya seçilen Neo–Nazi Partisi, “Sokakları ve şehirleri göçmenlerden temizleyeceğiz” vaadiyle gelmişti. Biz de “kelimenin tam anlamıyla” bu sloganı alıp sahnede “Yunanistan'ı kim temizliyor” diye sormaya karar verdik
It’s not easy for political power to create culture. It is far easier for it to interfere in the existing culture, for it to prevent or ban what exists. This is what AKP will eventually resort to in its search for “cultural hegemony”
Saray sanatçılarının soluk resmi, hidayet romanlarındaki değişim, TRT 2, hayaller, dindar nesil, çocuk kitapları, değişen Türk dizileri, ihtiraslar, bienaller, festivaller ve kültürel iktidar...
Bir “siyasî iktidar”ın bir “kültür” yaratması kolay değil ama varolan kültüre müdahale etmesi, bir şeyleri durdurması, yasaklaması buna kıyasla çok daha kolay. AKP’nin de “kültürel hegemonya” arayışında dönüp dolaşıp geleceği yer burasıdır
Nasılsa Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar ve büyük, derin Doğu’nun yazarı Necip Fazıl var. Safiye Erol, yerli ve millî olan dâhil, hiçbir çevreye uygun bulunmuyor...
Pembe Hayat KuirFest Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek Sevgiler, Scott filmiyle açılacak. Bu vesileyle festivalin Kuir Belgeseller ve Kısa Seçkileri bölümlerine göz atalım: Dünyada queer sinemacılar neler üzerine düşünüyor, neler anlatıyorlar...
Burhan Sönmez'in kurduğu labirentin girişini bulamadığım için çıkışı hakkında hiçbir şey söyleyemeyeceğim. Bazı güzel detaylar var, bağlantıların mantıklı olanları da var. Fakat ortada bir kabahat varsa tümünü de yazara yüklemek haksızlık elbette...
Burhan Sönmez: Çoğu yerde, unutmanın kurtuluş olduğu söylenir, mümkündür. Ben şahsen o yolu tercih etmezdim, geçmişimle birlikte varolmayı seçerdim
Göstergebilimden söz edeceğim hafta rastlantı bu ya, o fotoğraf yine dolaşmaya başladı. İnanılır gibi değildi, kimi yazarlar, gazeteciler, aydınlar falan beğeniyor, paylaşıyordu...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık